Kadıköy Gecelerinde Bir Travestiyi Kim Baştan Çıkarabilir?
Kadıköy… Geceleri başka bir dile bürünür bu semt. Sokak lambalarının altında dans eden gölgeler, bir sigara dumanıyla dalgalanan bakışlar, fonda çalan eski bir caz melodisi… Her şey, biraz gizemli, biraz davetkâr. İşte tam da böyle bir gecede, bir travestinin adımları yankılanır kaldırım taşlarında. Ne hızlı, ne yavaş… Tam kararında. Tıpkı onun gibi.
Bir travestiyi baştan çıkarmak, sanıldığı kadar kolay değildir. Parfümünün izini sürmekle olmaz; bakışlarının ardında ne olduğunu görebilmek gerekir. Kadıköy’de yaşayan ya da geceyi orada soluyan bir travesti, çoğu zaman bakışların anlamını, niyetin derinliğini bir çırpıda çözer. Çünkü yaşadıkları, ona hem sezgiyi hem sabrı öğretmiştir.
Onu baştan çıkarabilecek biri varsa, bu sadece yakışıklı olmakla ya da güzel sözler söylemekle olmaz. Cesaret ister. Gerçek bir merak, içten bir temas… Oyun oynamayan ama flörtü seven bir ruh. Zor bir günün ardından sarılacak bir omuz, ama aynı zamanda gözlerinde oyunbaz bir kıvılcım arar.
Kimi zaman bir kafede karşılaştığınızda kahvesine şeker atarken ellerinin titrediğini fark edersiniz; kimi zaman bir barda göz göze geldiğinizde o küçük gülümsemesiyle sizi sınar. Çünkü Kadıköy gecelerinde travesti olmak bir performans değil, varoluştur. Ve onu baştan çıkaran kişi, önce onun kendiliğini fark eden, sonra da o dünyaya nazikçe dokunabilen kişidir.
Yani soru hâlâ geçerli:
Kadıköy gecelerinde bir travestiyi kim baştan çıkarabilir?
Cevap belki de şu: Onu görmekle kalmayıp, gerçekten hissedebilen biri.
Röportajı yapan: Duygu A.
Yer: Kadıköy, Moda sokaklarında küçük bir kafede
Tarih: Temmuz 2025
Sıcak bir yaz akşamı… Moda sokaklarında esen hafif rüzgârla birlikte küçük bir kafede Melis’le buluştuk. Gözlerinde yorgunlukla karışık bir ışıltı var. Kadıköy sokakları onun sahnesi gibi… ama sahne gerisinde anlatılmamış çok şey var. Soruyoruz: Kadıköy gecelerinde bir travestiyi kim baştan çıkarabilir?
Soru: Melis, Kadıköy senin için ne ifade ediyor?
Melis gülümsüyor.
“Kadıköy benim nefesim gibi. Yorulduğumda da burada dinlenirim, aşık olduğumda da burada yürürüm. Sokakları yaşanmışlık dolu. İnsanlar biraz daha rahat, ama yine de her özgürlük parmakla ölçülüyor bazen. Yani, görece ‘özgürüz’ ama bedel ödemeden değil.”
Soru: Bir travesti olarak geceleri dışarıda olmak… korkutucu mu yoksa büyüleyici mi?
“İkisi birden. Bazen bir çiçek gibi hissediyorsun, bazen bir hedef tahtası gibi. Ama en çok da kendi varlığını duyuyorsun. Kalabalıklar arasında bile tek başınasın ama o yalnızlık bile özgürlüğün bir parçası olabiliyor.”
Soru: Peki, asıl sorumuz… Kadıköy gecelerinde bir travestiyi kim baştan çıkarabilir?
Melis bir kahkaha atıyor, sonra ciddileşiyor.
“Zor bir soru. Bizim ‘baştan çıkarılmak’ dediğimiz şey sadece fiziksel bir şey değil. Birinin gelip bir şeyler vaat etmesiyle olmuyor. Dokunmadan da baştan çıkarılabilirim mesela. Gözümün içine baktığında kendimle ilgili bir şeyi görebiliyorsa o kişi… işte o zaman etkilenirim.”
Soru: Öyleyse samimiyet mi seni etkiler?
“Samimiyet, ama biraz da cesaret. Bizim gibi insanların hayatlarına dokunmak kolay değil. Yüzeyde kalmak isteyen çok. Ama derine inmek isteyen, kalbiyle konuşan birini fark ederim. Ve belki de onunla birlikte Moda’nın loş bir sokağında sessizce yürürüm.”
Soru: Kadıköy’de yaşadığın unutamadığın bir anın var mı?
“Bir gece, rıhtımda oturuyordum. Elimde kahvem, kafamda binlerce düşünce. Yanıma biri oturdu. Hiç konuşmadık. Sadece baktı ve ‘Yorulmuşsun’ dedi. O iki kelimeyle her şeyi anladı. Ne numara istedi, ne bir kahve ısmarladı. Ama o gece baştan çıktım. Çünkü biri beni gerçekten gördü.”
Soru: Son olarak… Kadıköy gecelerine bir not bırakacak olsan, ne yazardın?
“Göründüğü gibi olmayanlara iyi bakın. Belki de en güzel hikâyeler onlarındır.”
Bu röportaj, Melis’in sesiyle Kadıköy sokaklarına bir kez daha kulak vermemiz gerektiğini hatırlatıyor. Belki de baştan çıkarmak değil, gerçekten tanımak gerek. Çünkü o gecelerde, bir çift göz seni çoktan fark etmiş olabilir…
Yorum gönder