Travestiler Kadıköy’de Neden Bu Kadar Güzel?
Kadıköy’ün sokaklarına adım attığında hemen fark edilen bir şey var: renk, özgürlük ve kendine güven. Bu atmosferin içinde travestilerin güzelliği daha da ön plana çıkıyor. Ama bu güzellik sadece dış görünüşten ibaret değil, biraz ruhla, biraz özgürlükle, biraz da şehrin enerjisiyle harmanlanmış bir cazibe.
Öncelikle Kadıköy, farklılıkları kucaklayan bir semt. Moda sahilinde yürürken, barların ve kafelerin arasında dolaşırken herkes kendi kimliğiyle rahatça var olabiliyor. Bu rahatlık, travestilerin kendilerini özgürce ifade etmesine imkân tanıyor. Doğallık ve özgüven birleşince, ortaya ister istemez çekici bir aura çıkıyor.
Bir de estetik anlayışlarını unutmamak lazım. Kadıköy’deki travestiler, giyim tarzından makyaja, duruşundan jestlerine kadar özenli bir imaj sergiliyor. Sıradanlıktan uzak, çoğu zaman sanatla, müzikle, modayla iç içe oldukları için güzellikleri sırf fiziksel değil, aynı zamanda kültürel bir derinlik taşıyor.
Son olarak, bu güzelliğin bir sebebi de Kadıköy’ün enerjisinden geliyor diyebiliriz. Semtin özgür ruhu, insanlara farklı bir ışık katıyor. İçten gelen mutluluk ve kendini olduğun gibi kabul ettirme cesareti, dışarıdan bakıldığında “güzellik” olarak yansıyor.
Kısacası, Kadıköy’de travestilerin bu kadar güzel görünmesi tesadüf değil. Özgürlük, sanat, estetik ve samimiyet birleşince ortaya doğal bir cazibe çıkıyor.
Sema’nın Hikâyesi
Sema’nın hikâyesi, İstanbul’un kalabalık ama bir o kadar da büyüleyici sokaklarında başladı. Çocukluğundan beri farklı hissettiğini biliyordu ama bunu ifade etmesi uzun yıllar aldı. Aynanın karşısına geçtiğinde, dışarıya yansıyan görüntüsüyle içindeki Sema’nın aynı olmadığını hissediyordu.
İlk adımı lise yıllarında attı. Ufak tefek değişiklikler, farklı kıyafet seçimleri, gizli gizli yaptığı makyaj denemeleri… Ama en çok kalbinde taşıdığı cesaret büyüyordu. Etrafındaki insanların ne diyeceğini düşünmek onu zaman zaman ürkütse de, içinde hep bir fısıltı vardı: “Gerçek sen olmalısın.”
Üniversiteye başladığında kendine daha fazla alan buldu. Kadıköy sokakları, ona nefes alabileceği, kendisini saklamadan yürüyebileceği bir özgürlük sundu. Oradaki renkli ortam, farklılıkları kucaklayan insanlar, Sema’nın hayalini kurduğu hayatın küçük bir provasını gibiydi.
Ama yol kolay değildi. Ailesinin şaşkınlığı, arkadaşlarının soruları, bazen de toplumun sert bakışları karşısında zaman zaman yoruldu. Yine de her düşüşten sonra ayağa kalkmayı bildi. Çünkü artık biliyordu: güzellik, cesaret ve varoluşun birleşiminden doğuyordu.
Bir gün Moda sahilinde denize bakarken kendine söz verdi: “Ne olursa olsun, ben Sema’yım. Kendi hikâyemin başrolünü oynamaktan asla vazgeçmeyeceğim.” O günden sonra adımlarını daha sağlam attı, sesini daha gür çıkardı.
Bugün Sema, sadece kendi hikâyesini yaşamıyor. Onun mücadelesi, aynı yoldan geçen birçok kişiye de ışık oluyor. İnsanlara gülümserken verdiği mesaj basit ama güçlü: “Kendiniz olun, çünkü en büyük güzellik orada gizli.”
Travesti Sema ile Söyleşi
Soru: Sema, önce seni biraz tanıyabilir miyiz?
Sema: Tabii. Ben Sema, Kadıköy’de yaşıyorum. Kendimi olduğum gibi ifade etmekten çekinmeyen, özgürlüğüne düşkün biriyim. Müzik dinlemeyi, sahilde yürüyüş yapmayı ve arkadaşlarımla uzun sohbetlere dalmayı çok seviyorum.
Soru: Kadıköy’ün senin için özel bir yeri var mı?
Sema: Kesinlikle! Kadıköy benim için sadece bir semt değil, nefes alabildiğim bir alan. Burada insanlar farklılıklara daha açık, daha anlayışlı. Bu da kendimi saklamadan dolaşabilmeme imkân veriyor. Moda sahilinde otururken hissettiğim huzuru başka yerde bulamıyorum.
Soru: Günlük hayatında en çok zorlandığın şeyler neler?
Sema: Açıkçası bazen insanların önyargıları yorucu olabiliyor. Sokakta bakışlar, fısıldaşmalar… Ama zamanla bunlara kulak tıkamayı öğrendim. Çünkü şunu biliyorum: ben kendimle barışık olduğum sürece, onların ne düşündüğü ikinci planda.
Soru: Seni güçlü kılan şey nedir?
Sema: Kendime verdiğim söz. Küçükken hep “bir gün olduğum gibi yaşayacağım” derdim. Şimdi o hayali yaşıyorum. Gücümü, hem kendi içimdeki sevgiden hem de yanımda olan dostlarımdan alıyorum.
Soru: Gelecek için hayalin ne?
Sema: Basit ama değerli bir şey: huzurla yaşamak. Kendi yolumda yürümeye, insanlara dokunmaya devam etmek istiyorum. Belki bir gün kendi hikâyemi kitap haline getiririm, kim bilir?
Soru: Son olarak, senin yolundan geçenlere ne söylemek istersin?
Sema: Cesur olun. Kendinizi sevin. Hayat kısa ve başkasının kalıbına sığmaya çalışarak yaşanacak kadar değersiz değil. Ne olursa olsun, kendi ışığınızı söndürmeyin.




Yorum gönder